Widget Recent Post No.

Saç Düzleştirici Tarak

Stresinizi Küllendirin, Saçlarınızı Güçlendirin



tüy toplayıcı fırça seti

stresinizi-kullendirin-saclarinizi-guclendirin-sac-bakim-onerileri


Saçlarınızı ne kadar önemsiyorsunuz? Aslında saç bakımına meraklı oluş da tam bu önemseme kısmından başlıyor. Kadınlar için güçlü, hacimli ve parlak saçlar adeta bir feminenlik sembolü olmuşken kendinizi aynada ne kadar fark edilir buluyorsunuz? Güzellik kavramı, tek bir protipi olan basmakalıp ölçütlerle sınırlandırılamaz. Fiziksel olarak kendinizi yetersiz bulmanız, sizi aşırı miktarda strese bile itebilir. Stresin sadece travmatik olaylarla ilişkili olduğunu düşünmüyorum, eksiklik olarak bulduklarımızı fazla takmak ve kendimizle mutlu olmamak da sömürülen büyük stres kaynakları. Saçlarımızı sadece kozmetik ürünlerinin girdabına hapsetmemeliyiz. Stresin saçlarla dansına bir son vermek, saç bakımı adına yapacağınız en büyük iyilik.




Ev sorunları, iş stresi, ikili ilişkilerin çelişkisi, uyku, beslenme, genetik, alışkanlıklar, modern şehirlerin yarattığı tahribat, kontrol edilemeyen istekler derken tüm vücudumuz kadar saçlarımız da etkilenir. Kötü alışkanlıkları iyileriyle yer değiştirmek gibi basit ve iş görür minik bir adımla işe başlamak, koca dağı devirme planın temeli ise o halde alışkanlıklaırımızı gözden geçirmeliyiz.


stresinizi-kullendirin-saclarinizi-guclendirin-sac-bakim-onerileri




  • Kırmızı et yemeliyiz. Bunu vejeteryan yanı ağır basan biri olarak altını çiziyorum. Özellikle kırmızı etin faydası insana çok çok çok çok fazla. Genç yaşta almak ise bir hayli önemli. Eti sadece protein kaynağı olarak düşünmeyin, diğer yiyeceklerden alamadıklarımızı da bize yükler. Saç için mucizenin ta kendisidir. Doğru beslenme fazla strese de kalkan olur.




  • Kan testi yaptırmalıyız. Kan testi oranlarımızda, güvenilir bir doktorun izinde D vitamini, Demir, Folik Asit gibi saç için önemli noktalarda eksiklerimizin olup olmadığını kontrol ettirmeliyiz.




  • İş yaşamına bakış açımızı değiştirmeliyiz. İşinizde belki sizi sinir eden patronunuz, belki burnundan kıl aldırmadan emirler veren müdürünüz vardır. Projeleriniz zamanında da yetişmeyebilir. Durum her ne olursa olsun, kendi başarılarınızı fark edin, başarısızlıklarınıza odaklanmayın. Egoist olup küçük dağları ben yarattım havasına bürünmeden, kendi değerinizi de fark ederek iş hayatınıza odaklanmak en rahatı. Mutlak bir stres olacak zaten, bunu bilerek ve büyütmeyerek güç almak en güzeli. İş hayatınızın bağışıklık sisteminizi yok edecek düzeye çıkmasına müsade etmeyin.




  • Yararsız insanları hayatınızdan çıkarın. Fedakarlık bir yere kadar. Kendi içinizde büyüttüğünüz sorunların kaynağını revize ediyorsa veyahut hayatın yükünü dırdır ederek atmaktan başka bir işe yaramayıp boşbeleş şikayetsever laflarıyla sizi çerçeveliyorsa, silin atın. Bu zamana kadar faydası dokunsa dokunurdu zaten, neden ona sürekli değerini bilmeyeceği şanslar veriyorsunuz ki? O sizin hayatınızı sömürdükçe, sizin de bünyeniz fark etmeden zayıflar. Kendinizi bir türlü iyi hissedemiyorsanız, böylesi ruh emicilerden uzakta durun. İnsanlara ve ilişkilere saplantılı kalmayın. Nasıl ki ilişkiye başladınız, bitmesi gerekiyorsa bitirmesini de bilin. Yoğun stresin kaynağı çoğu zaman elemediğimiz insanlardan kaynaklıdır.




  • Arada bir kendinize farklı rahatlamalar yaşatın. Zevkinize, keyfinize, bütçenize uygun ne varsa onu yapın. Tatil olabilir, meditasyona merak salıp yoga öğrenme olabilir, farklı bir spor dalına başlamak olabilir vs. İlla maddesel de yaklaşmayın, daha farklı keyifler de keşfedebilirsiniz. Mutluluk her şeyin en lüksünü elde etme değildir. Soluduğumuz hava, gördüğümüz güneş herkese aynıdır. Maddesel kaygılarınız, sizi başkalarına göstermek istediğinizin tam tersini yapar. Birilerine onaylatma, onay alma ihtiyacını hissetmeden, kendi bütçenizin verebildiği ölçü ne ise ondan en dip mutluluk alarak keyif yaşamayı biliyorsanız, bu devirde kimsenin yapamadığını yapabildiğiniz için ayrıca takdirliksiniz demektir. Bu da size iyi ve dinç bir vücudu ve beraberinde harika ışıl ışıl saçları geri kazandırır.




  • Kozmetiği mucize görmeyin. Kozmetik ürünleri Keloğlan'ın saçını Raggae prensi Bob Marley'e dönüştürmez. Reklam sektörünün slogan cümleleri dikkat çekme ve satın aldırma üzerine kuruludur. İçerik ise her şeydir. Kendi saç tipinize ve saç derinize uyan içerikteki ürünleri öğrenip, onlara yönelmek için araştırın. Artık kozmetik dünyasında bilinçlilik dönemi. Ne tüketeceğinizi seçmek de sizin elinizde.




  • Omega3 almayı ihmal etmeyin. Şu ana kadar bunun tersini söyleyen bir doktorla karşılaşmadım. Güvendiğim ve kendimi teslim ettiğim doktorların hepsi Omega3 alımına sıcak bakıyor ve hatta alınması gerektiğini de vurguluyor. Omega3'ü düzenli bir şekilde alma alışkanlığınızı edindikten sonra 3-4 hafta içinde cildinizdeki ve saçlarınızdaki farkı bariz görebilirsiniz. Omega3'ü eğer ki tablet şeklinde alacaksanız DHA ve EPA değerlerine bakarak alın. Belirli markaların dışına çıkmayın. Çok ucuz Omega-3'lere yönelmeyin. Ucuz etin yahnisi yenmez deyişi mecazi değil gerçek anlamında Omega-3'lerde hayat buluyor. Ucuz olanları, kurşun gibi ağır metaller içeren balıklardan elde edilme riski taşıdığı için kaliteli Omega-3 almaya dikkat edin. Almadan evvel mutlaka araştırın ve doktorunuza da onaylatın. Böylece hem içiniz rahat eder, hem de bağımsızlığını kazanmak isteyen saçlarınız.


  • Yorum Gönder

    0 Yorumlar