Widget Recent Post No.

Saç Düzleştirici Tarak

Unutulmuş bir yerde-3



tüy toplayıcı fırça seti

   Babası, aynen birlikte arabalarına binip bağlarına gittikleri zamanlardaki gibi,arabanın sol önüne oturmuştu,ama arabaya at koşulu olmadığı için öne eğik durumda olan arabadan sarkmış olan ayakları neredeyse yere değiyordu..acaba rüya mı görüyorum diye gözlerini ovuşturarak babasının yanına doğru gitti..babası tıpkı çocukken yaptığı gibi, onu koltuklarının altından tuttuğu gibi kaldırıp sağ yanına oturttu..o da hep yaptığı gibi başını babasının göğsüne dayadı, neredeyse aradan otuz yıl geçmişti ama babasının kokusunu hemen hatırladı..ne kadar yumuşak ve sıcaktı babasının sağ yanı..

   Buradan sonra babası ile neler konuştular,bu beraberlik ne kadar sürdü, tam olarak bilmiyoruz..ama aralarında aşağı yukarı şöyle bir konuşma geçmiş olabilir:

   -baba, seni çok özledim.. neredeydin?
   -çok uzakta değildim oğlum, ben seni görüyordum hep, sen beni göremedin
   -baba sen ölmemişmiydin, seni biz gömmedik mi?
   -evet öldüm oğlum,gömdünüz
   -peki buraya nasıl geldin?
   -arada buraya gelme hakkımız var, pek gelmek istemiyoruz ama bazen lazım oluyor
   -şimdi neredesiniz o zaman?
   -çok güzel bir yerdeyiz oğlum, annen ve ben yine beraberiz orada, sen ve kardeşin de varsınız yanımızda, hatta senden bir sene sonra doğan sonra zatürreden bir yaşına gelmeden önce ölen kız kardeşin Ayşe bile yanımızda şimdi,sen de kızının adını Ayşe koyduğunda hepimiz ve ablan Ayşe çok sevindik orada
   -ben nasıl yanınızdayım anlayamadım,yani ben de öldüm mü şimdi?
   -hayır,sen bizim seni en sevdiğimiz yaşında, altı yaşındasın orada
   -evet baba, şimdi anladım, ben de şimdi seni çocukken gördüğüm gibi görüyorum, annem nasıl, o niye gelmedi?
   -annen çok iyi, hiç bir hastalığı kalmadı orada, hepimiz çok iyiyiz, sen bizi hiç düşünme
   -nerede kalıyorsunuz, oralar güzel mi, bir sıkıntınız var mı?
   -yok oğlum, orada her şey çok güzel, güneş çok aydınlık,ısıtıyor ama yakmıyor, hava şurup gibi, ne soğuk ne sıcak, istediğimiz her şey önümüzde ve elimizde, evimizin bir tarafı dağa, bir tarafı ormana, bir tarafı denize bakıyor, her şeyimiz var Allaha şükür oğlum. bizdeki keyif zenginlerde yok vallahi

( bu arada çok küçüklerken, mahallelerine büyük şehirden akrabalarının yanına gezmeye gelmiş olan güzel zengin kızı aklına geldi, arkadaşıyla beraber kızı hayranlık içinde seyretmişlerdi, çok güzel rengarenk elbiseler giymişti kız, saçları tertemiz ve güzel taranmış, çok güzel tokalarla tutturulmuştu, ayakkabıları,renkli çorapları hiç görmedikleri güzellikteydi,sağlık,mutluluk ve zenginlik kızın her halinden belli oluyordu, kendisi gibi üstü başı yırtık pırtık arkadaşı bir kendilerine bir de kıza bakmış, sonra da kıza bir sır vermek ister gibi eğilerek; biliyor musun, biz de öbür dünyada zengin olacağız demişti..kız bu sözlerden pek bir şey anlamamış olacak ki biraz düşündükten sonra dudaklarını hafifçe büzerek onlardan uzaklaşmış,onlar da kıza arkasından hayranlıkla bakmaya devam etmişlerdi..arkadaşı nasıl bilmişti acaba öbür dünyada zengin olacaklarını.işte isbatı karşısında, yanındaydı)

   -çok sevindim baba, ben de seninle gelmek istiyorum,annemi kardeşlerimi çok özledim. onları da görmek istiyorum, ne olur beni de götür
   -olmaz oğlum,herkes sırayla..ama bu sıra bildiğin sıra değil, başka bir hesabı var
   -peki niye şimdi geldin?
   -seni bu sıralarda biraz sıkıntılı gördük oğlum, çok üzüldük, üzülmek orada bize yasak gibi bir şey, her istediğimiz oluyor, o yüzden üzülmemizi de istemiyorlar, o zaman bir gidip konuşayım oğlumla dedim, izin verdiler,seninle konuşmaya geldim
   -ne konuşacaksın benimle baba?
   -oğlum, etrafına bir bak, her şey kendi kendi yolunda gidiyor, güneş,ay,yıldızlar nasıl bir düzen içinde, mevsimler nasıl peş peşe gelip gidiyor, her şey bir düzen içinde.. sırası gelen bu alemdeki yerini bırakıyor, sıradaki yerini alıyor..eski atımız öldüğünde nasıl ağlamıştın değil mi, şimdi bu yeni atınız sizinle, yahut ta siz o atla berabersiniz..ha onu da söyleyeyim o ölen atımız vardı ya şimdi o da yanımızda, her yer yemyeşil istediği gibi koşup oynuyor, istediği otları yiyor, arkadaşlarıyla oynaşıyor, diyeceğim o ki her şey gelip geçici bu dünyada, biz dünyadaki zamanımızı bitirdik öbür dünyaya geçtik, sen de zamanı geldiğinde bizim tarafımıza geleceksin..sakın her şeyi kendine dert etme burada, karıma çocuklarıma bir gün yüzü gösteremedim diye üzülüyordun biraz önce, bunları düşünme artık, sana bu şekli düştü dünya hayatının..sen iyi bir baba,iyi bir eş, iyi bir dedesin..hepsinden önemlisi iyi bir insansın..başkalarına bakıp üzülme, onların da kendilerine göre bir çok derdi var, zaten bu dünya oyun yeri gibi oğlum, hani bayramlarda çocuklara oyun yeri hazırlarlar da çocuklar oradan bir türlü ayrılmak istemezler, büyüklerinden aldıkları paraları orada bitirmeden rahatlayamazlar, para bitince de gözleri oyun alanında ağlaya ağlaya yahut da suratları asık eve dönerler ya, işte oğlum burası öyle bir yer, oyuncaklara binenler bir pişman binmiyenler bin pişman..hiç bir şeyin sonu yok..parası çok olan saymaktan harcamaya vakit bulamıyor, az olan elindekini çarçur ediyor, hakikati bilen yok gibi, böyle bir alem burası oğlum, bir oyun için üzme kendini, zaten üzsen de üzmesen de oyun bittiğinde her şey değişecek nasılsa..oğlum, artık gitmem lazım, seni çok seviyoruz,bunu hiç aklından çıkarma.. hoşçakal, Allaha emanet ol yavrum
   -gitme baba, beni bırakıp gitme..gitme BABAAAAAAAAA.....

Yorum Gönder

0 Yorumlar