Widget Recent Post No.

Saç Düzleştirici Tarak

Güzellik Bloggerları & Vloggerlarının Diline Pelesenk Olmuş Kelimeler



tüy toplayıcı fırça seti

guzellik-bloggerlari-ve-vloggerlarinin-diline-pelesenk-olmus-kelimeler



Güzellik bloggerlarını ve hatta vloggerlarını takip ediyorsanız, bazı kelimeleri diğerlerinden daha sık kullandığına şahit olmuşsunuzdur. Dışardan bir gözle bakıldığında belki eğlenceli, belki de biraz fazla abartılı geliyor olabilir. Öyle kelimeler var ki, her 3 güzellik bloggerında veya vloggarında mutlaka rastlarsınız. Yabancı güzellik blogların "Holy Grail (HG)" terimi var olabilir, bizim de dillere pelesenk olan güzellik terimlerimiz var :





   Güzellik blogları veya vloglarınca cilt bakım ürünleri resmen 2'ye ayrılıyor :   

- Temiz İçerikli Olanlar
-Temiz İçerikli Olmayanlar

Bahsedilen ürün hakkında temiz içerikli denilerek, akılda yenilesi kadar saf algısını oluştursa da aslında demek istenilen, muadil markalara göre kimyasalı kısmen daha az olması. Blog sayfamda "temiz içerikli" dememeye kendi adımca özen gösteriyorum çünkü biliyorum ki hiçbir kozmetik "temiz içerik" olamaz. Çok yaygın şekilde kullanılmakta, ben ise bunun yerine "nispeten iyi içerik, daha masum içerik" gibi tanımlamaları seçiyorum. Bloglardan sonra instabloglara sıçrayan bu tanımlama, geçenlerde bir televizyon programında, cilt bakımı üzerine bir üründen bahsedilirken de şahit oldum. "Temiz içerik" oraya kadar gitmiş. E güzel ☺




Swatch : Kozmetikle bu denli ilgim alakam olmadığı zamanlar, Swatch benim için sadece bir saat markasıydı. Ama yabancı güzellik blogları ve vloglarınca ünlenen bu kelime artık resmen evrensel bir tanım oldu. Swatch kelimesi, makyaj dünyasında renkli kozmetik ürünlerinin gösterilme halidir. "Dur şu koluma da swatchunu yapayım daha net anlaşılsın" cümlesi, güzellik vloggerlarını izleyenlere çok aşina gelecektir. Bence saat markası Swatch, bir atak yapıp bunu ticarete vurmalı. Rujların veya farların sürülmeşçesine albenili tasarıma sahip kordonları ve kadranları bir moda olabilirdi.  Hem günlük hayatımda hem de okuduğunuz bu blog sayfasında Türkçeye özen göstermeye çalışıyorum, belki makyaj adına kullanılan "swatch" "örnek gösterimi" olarak kullanılabilir ama swatch swatchtur. Bunu Türkçeleştirmek yerine, kanıksanmış olduğu için devam etmeyi tercih ediyorum. Neticede bu konuda bloggerlar değil, TDK kabahatli. 2 sene geçtikten sonra "selfie" kelimesini özçekim yapsan ne yazar, Gönül Yazar.



-İmsi Takısı : Youtube'da güzellik kanallarının birinde hatun kızımız diyor ki : "Kırmızımsı, pembemsi, sarımsı bir renk bu". Tanımlamaya çalıştığı renk ise turuncu. Yani turuncuyu 3 farklı -imsi eki gelmiş kelime eşliğinde açıklıyor. Alt tonlardan kaynaklanıyor bu durum. Vişneye dönük kırmızı ile mercan tonlarındaki kırmızı bir değil sonuçta. Bir de kulağa daha seksi geliyor. Siz ne düşünürsünüz bilmem ama kelimeler bazen bana ya çok dişi ya çok maskülen gelir. Örneğin -imtrak erkeksi gelen bir ek iken, -imsi daha dişi. En azından işitsel olarak öyle geliyor. Örneğin "mavimtırak" kulağa sert gelirken, "mavimsi" daha işveli geliyor. Sanırım bu işveli söyleyiş, güzellik ile uğraşan kızları da cezbetti. Öyle ki biraz da bu durum abartıldı. Az kullanmak hoş ama abartısı da nahoş. Youtube'da öyle kanallar ile karşılaşıyorum ki neredeyse gerekli gereksiz bütün kelimelerin sonuna -imsi getirmekte. Youtube olayını da aştı, artık "aşağılama" anlamında günlük hayatta da kullanılır oldu. Kuş dili vardır ya, kelimelerin sonuna belirli bir ek getirilir. Neredeyse o hale gelecek. "Keyfimsi birazımsı iyiyimsi, oleyimsi! "




Bir Tık : Fenomen olmuş tanımlardan en sevdiğim kesinlikle bu! Gerçi benim çok sık kullandığım söylenemez ama gayet işlevsel. "Tık" kelimesini eskiden, duyduğumuz sesin yansımasını anlatmak için kullanırdık. İnternet hayatımıza girip keskin bir rol oynamasıyla birlikte "bir tık" terimi internet kolaylığı için anlatılmaya başlandı. Örneğin : "Alışveriş kolaylığı sadece bir tık" gibi. Güzellik bloglarında bu daha farklı kullanılma alışkanlığına büründü. Kozmetik ürünlerinin birbiri ile mukayese edilişinde "bir nebze" veya "bir üst/alt leveli" gibi düşünerek kullanılmakta. Mesela: "Bu şampuan şu şampuandan bir tık daha iyi" 




"Benim Gibi .... Olanlardansanız, Şans Verin Derim" : Bu bir kelime değil ama 100 güzellik blogunda veya vlogunda kesinlikle denk geleceğiniz bir ezber cümle. Bakıyorum en eski blog kayıtlarımda (yıllar önce) bu şekilde yazmışım, şu anda her anlatımı bu şekilde olan o kadar çok kişi var ki artık sıkıcı gelir düşüncesiyle kullanmamaya özen gösteriyorum. Ama gel gör ki alıştığım için de kolay terk edemiyorum. Yani önce kendi yazdığımdan rahatsızım. Sanki başka bir anlatım şekli yokmuş gibi hep bu cümle kalıbıyla ifade edilişin artık çok klişe olmaya başladığını düşünüyorum.





"Tıklanır Link Profilimde" : Bu tamamen bir Insta modası. Instagram kullanmaya başladığım ilk zaman bu cümleyi tam 9547516 kere gördüğüm için haliyle şaşırmıştım. Nedir bu döngü diye baştan anlayamamıştım da. Popüler Türk blogundan biri başlattı, herkes uydu diye düşünürken meğerse bu global bir akımmış. "Clickable link is in my bio." Neden bu kadar yaygınlaşmış anlayamasam da sürekli sürekli yapmak tuhaf duruyor. Zaten sizin paylaşımınıza ilgi duyan kişi, 9 yaşında değildir diye düşünüyorum. Merak ettiği varsa profilinizden kim olduğunuza bakar ve blog sayfanıza tıklar. Tam tersi ise o yaşta takip etmemesi daha iyi. Linkin nerede olacağını, Instagram kullanan birisi pek âlâ bulabilir. Bu taktik bloga izleyici çekmek için bir yöntem sayılabilir ama fikrimce Instagram'dan izleyici o şekilde çekilmez. Aksine, bu hali aşırı kullanmak izleyicide rahatsızlık etkisi bile uyandırabilir.





Disko Topu : Genelde aydınlatıcı tanımlarında söylenen bu kelimeyi her okumamla birlikte aklıma Burhan Altıntop karakteri geliyor. Tanım olarak çok eğlenceli olsa da yıllardır kullanılageldiği için artık eski ilgi çekiciliği yok ama yine de abartı rahatsızlık yaratmıyor. Yüzünüzde sim partisi veren makyaj ürünlerini anlatmanın 80's stilidir. Şu bir gerçek ki farklı tanımlar, daha eğlenceli anlatımı da beraberinde getirir.




Bloğum : Aslında bloglara günlük ya da günce de denebilir ama internet dünyasında kağnı hızla yarıştığımız için, kullandığımız hizmetin alan adı bile blogspot ile bitiyor. Devlet kuruluşları da dahil her site "www" ile başlıyor, bu harf dilimizde dahi yok. Yabancı dillerden gelen kelimeler bu ortak sorunu yaşatıyor. Örneğin; katalog, psikolog, biyolog... gibi. Eğer "blok" olsaydı, o zaman "bloğum" doğru olurdu ancak g sert sessiz olmadığı için yumuşayamaz. Yani o bir FıstıkçıŞahap değil. Ne yazık ki markalar hatta dergiler bile zaman zaman "x bloğu" diye yanlışlığa düşebiliyor. "Blog" kelimesi, henüz TDK'da geçerli sayılmıyorken böylesi bir hata yapmak çok da önemli değil ama eğer bir blog yazarıysanız, "blogum" demeniz daha iyi ☺



Yorum Gönder

0 Yorumlar